to be or not to be
Sevgili Okur, Neden çağımızın bu hastalıklı yapısına yenik düşüp şu an bu satırları okuyorsun. Kalk git daha iyi birşey yap, hadi bakalım! Gelelim benim zevzeklemelerime... Yoğun geçen iki hafta, yorgun günler ve sonunda 2 saatlik bir uyku ile 15 saattir ayakta koşturma ile geçen son günün peşinden kendimi gayet sersemlemiş bir halde havalimanında buldum. Gölgede hoş esintili, hamakta uyuklamalık bir havadan, güneşte kavrulmalık bir havaya maruz kalmış, hangimiz takım elbise hangimiz ten sorusunu yaşatacak yapışmaların yaşandığı günün ardından bir kadeh de şarabın "hafif" çarpması ile beyin ölümü mü yoksa uyanık derin uyku mu bilemediğim bir duruma maruz kaldım. Dışarıdan bakıldığında oldukça normal bir insan gibi görünen ben, gözleri açık tutma otomatına bağlamış şekilde başka bir dünyada yer aldım saatlerce. Abartısız. Söyleneni idrak edememe ile algılayabildiğim üzerine fikir geliştirememe durumu yaşadım. En sonunda arabada kendimi hayatı sorgularken buldum. Arka p...