A New Kind of Triangel?
Dexter yeni sezonda emin adımlarla ilerlemekte. Şu yazımda sezonu başlattığımız Dexter'ın bu sezona dair "main theme"inin din olacağını anlamıştık ve yanılmamışsız. İlk sezondan beri içindeki "dark passenger" ile yüzleşen ve normal (!?) insanların arasında kendini görünmez kılmaya çalışan Dexter, bu sefer bir çok insanın iç muhakemesine konu olan din mevzuu ile yüzleşiyor.
Önceki yazıda belirttiğim üzere karşımızda yeni bir katil var. Son bölüm itibariyle Doomsday Killer olarak adlandırılan Colin Hanks'in canlandırdığı bu karakter yani Travis Marshall, Book of Revelations'ı kendine temel alır ve oradaki olayları işlediği cinayetler aracılığı ile yeniden canlandırır. Akıl hocası olduğunu anladığımız Profesör James Gellar (Edward James Olmos - a.k.a. Adama @ Battlestar Galactica) da tıpkı Dexter'ın babasında olduğu gibi sadece Travis'e görünmekte (yanlışım varsa düzeltin).
Üçgenin ilk köşesi olarak Marshall'ı koyarsak ikinci köşede baş kahramanımız Dexter olacak kaçınılmaz olarak, geriye kalıyor üçüncü köşe. O da Mos Def'in canlandırdığı Brother Sam. Eski suçlu, yeni dini kişilik Sam ... Her ne kadar kendisi ile önceki bölümde vedalaşmış olsak da Dexter üzerindeki etkisi yadsınamaz. Dexter, Tanrı'yı sorgular bir tutum sergilerken, Travis Tanrı uğruna cinayet işlerken, Sam içindeki kötülüğü kabul etmiş ve onunla savaşmayı tercih etmiştir. Dexter önceleri Sam'in bu "yeniden doğuşuna" kuşku ile yaklaşmış olsa da Sam'in samimi olduğuna inanır sonunda. Hatta kendi dark passenger'ını sorgulatacak kadar inanır.
Henüz sezonun ortasındayız. Dexter değişir mi? Bilinmez, son birkaç sezondur evlilik ve çocuk meselelerinden dolayı iç muhakeme ile meşgul. Bu durum onu başka bir noktaya taşır mı? Bekleyip göreceğiz. Ancak bu esnada işlenen biblical cinayetler görsel olarak insanı etkilemekte, bu cinayet sürecinde Travis'in "saflığını" koruması ilginç bir durum olarak dikkatimizi çekmekte.
Önceki yazıda belirttiğim üzere karşımızda yeni bir katil var. Son bölüm itibariyle Doomsday Killer olarak adlandırılan Colin Hanks'in canlandırdığı bu karakter yani Travis Marshall, Book of Revelations'ı kendine temel alır ve oradaki olayları işlediği cinayetler aracılığı ile yeniden canlandırır. Akıl hocası olduğunu anladığımız Profesör James Gellar (Edward James Olmos - a.k.a. Adama @ Battlestar Galactica) da tıpkı Dexter'ın babasında olduğu gibi sadece Travis'e görünmekte (yanlışım varsa düzeltin).
Üçgenin ilk köşesi olarak Marshall'ı koyarsak ikinci köşede baş kahramanımız Dexter olacak kaçınılmaz olarak, geriye kalıyor üçüncü köşe. O da Mos Def'in canlandırdığı Brother Sam. Eski suçlu, yeni dini kişilik Sam ... Her ne kadar kendisi ile önceki bölümde vedalaşmış olsak da Dexter üzerindeki etkisi yadsınamaz. Dexter, Tanrı'yı sorgular bir tutum sergilerken, Travis Tanrı uğruna cinayet işlerken, Sam içindeki kötülüğü kabul etmiş ve onunla savaşmayı tercih etmiştir. Dexter önceleri Sam'in bu "yeniden doğuşuna" kuşku ile yaklaşmış olsa da Sam'in samimi olduğuna inanır sonunda. Hatta kendi dark passenger'ını sorgulatacak kadar inanır.
Henüz sezonun ortasındayız. Dexter değişir mi? Bilinmez, son birkaç sezondur evlilik ve çocuk meselelerinden dolayı iç muhakeme ile meşgul. Bu durum onu başka bir noktaya taşır mı? Bekleyip göreceğiz. Ancak bu esnada işlenen biblical cinayetler görsel olarak insanı etkilemekte, bu cinayet sürecinde Travis'in "saflığını" koruması ilginç bir durum olarak dikkatimizi çekmekte.
Yorumlar
Yorum Gönder