Okuyorum, öyleyse varım

Bu aralar okuma hızımı artırma, okuduklarımın sayısını çoğaltma ve çeşitliliği geliştire yollarına daldım. Dizi, film, sosyal medya iyi hoş da beynimi donuklaştırmaktan öteye geçemiyorlar. Evrimsel gelişmimizi tamamlamamız için okumak elzem. Hal böyle olunca her türlü teşvik ve araştırma önem kazanıyor.
 
Benim gibi siz de ne yapsam etsem, okuma konusunda kendimi geliştirsem diyorsanız, size ufak bir tavsiyem olacak. Bir süredir piyasada olan ama benim de son birkaç aydır takip ettiğim Goodreads uygulaması. Telefonunuza ya da tabletinize indirebileceğiniz, bilgisayar üzerinden ulaşabileceğiiz bu uygulama genel olarak size kitap veri tabanı sunmakta. Aynı zamanda okuduğunuz, okumakta olduğunuz ve okumayı arzu ettiğiniz kitapları da kaydedebiliyorsunuz. Hatta okuduğunuz kitabın hangi sayfasında olduğunuzu girerek okuma hızınızı da takip edebilirsiniz.
 
 
 
Geniş veri tabanı ile size sevdiğiniz yazar ya da türde okumak isteyebileceğiniz kitaplara ilişkin bilgi veren bu programda "challenge" özelliğini de kullanarak okudğunuz kitap sayısını da takip edebilirsiniz. Tabii işin esası sizin oturup, zaman ayırarak kitap okumanız olsa da ufak da olsa teşvik edici özelliği olduğunu inkar edemeyiz.
 
Ben kitabı okurken sayfaları çevirdikçe kokusunu almazsam zevk almıyorum diyen kağıt fetişlerinden değilseniz, diğer bir tavsiyem de e-kitap olarak kitap okumanız. Fiyatları fiziksel alacağınız kitaplara göre daha uygun olan e-kitapları tabletinizden, destekliyorsa bilgisayarınızdan, ekranı cücük kadar değilse telefonunuzdan okuyabilirsiniz. Tabii açın bütün kitabı telefondan okuyun demiyorum. Ama on dakika boş vaktiniz oldu, otobüste gidiyorsunuz, kimin kimi nerde nasıl haberlerini okumak yerine açıp kitabınızı okuyabilirsiniz. İnternete bağlı olduğu sürece bütün aletlerinizde program kendini güncelliyor, kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. Örneğin tablette bir kitap okuyorsunuz. 152. sayfasında kaldınız. İşe, okula, sinemaya giderken yanınızda tabletinizi taşımak istemediniz. Hem telefonunuzda hem de tabletinizde aynı program olduğu için hooop kitabınızı 152. sayfadan okumaya devam edebilirsiniz. Her ne kadar ülkemizde e-kitap çeşitliliği az olsa da okuyacak bişi bulamıyorum denecek kadar da az değil. Özellikle Kobo uygulaması üzerinden İdefix ve türevlerinden aldığınız kitaplarınızı okuyabilir, adıgeçen kaynaklarda bulamadığınız İngilizce kitapları Kobo'nun kendi web sitesinden hoooop diye indirip okumaya başlayabilirsiniz.
 
 
Hayatta değerli sonuçları ancak çabalayarak kazandığımızı düşünürsek, kitap okumanın bize katacaklarına erişebilmemiz de totomuzu kırıp okumakla mümkün olacaktır. Sonuç? Yavaşça bilgisayarı kapatın ve ilginizi çeken bir kitabı açın. Kötü kitap yoktur geyiğine inanmayan biri olarak, kötü kitap mevcuttur. Mümkünse zamanınızı ve paranızı boşa harcamayın. Ancak okuma alışkanlığını kazanmak ya da duraklama yaşadığınız dönemler de hızlı okuyabileceğiniz, kötünün iyisi kitapları tercih edebilirsiniz. Sevgiler...

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Resim
Afrika'ya gidecek olmak insanda tuhaf bir heyecan uyandırıyor. Bir yandan gözümün önüne Meryl Streep'in Out of Africa'sı gözümün önüne geliyor, bir yandan Hotel Rwanda. Neler görürüz acaba diye heyecanlanırken bir yandan da sarı humma, polio vs aşısı olmanın verdiği tedirginlik oluyor. Öyle ya da böyle yola çıkıldı... Nereye gittiğimize azcık bakalım... Kamerun kendi halinde bir ülkeyken, Portekizliler keşfediyor. Wouri Nehri'nden toplayıp götürdükleri karideslerden ötürü ülkeye Rio dos Camaroes yani Karides Nehri diyorlar. Bu oluyor mu zamanla Cameroon! Portekizliler yiyip içip gezerken sömürge peşinde koşan Almanlar olayı bir adım daha öteye taşıyıp doğrudan sömürgeleri ilan ediyorlar. Ama hayat hep sürprizlerle dolu. Almanlar 1. Dünya Savaşı'nda yenilince (hani biz de yenilmiş sayıldık ya!) ülkenin kontrolü Milletler Cemiyeti kisvesinde İngilizlere ve Fransızlara geçiyor. Kuzey Fransızlarda, güney İngilizlerde kalıyor. Sonra ne oluyor diyorsanız, bir çok sömürg...
dahası

Gezi Notları : Kuveyt

Resim
Kuwait City... Gitmeden önce bende yarattığı beklenti Dubai'ninkinden farklı değildi. Gerçi bundan yaklaşık 20 yıl önce işgal altında olduğunu ve bulundurduğu petrole rağmen küçük bir ülke olduğunu gözden kaçırdığımı gidince anladım. İnşaat halinde gökdelenleri, yerlisi Al Shaya'nın Starbucksları ile kısa zamanda zengin Orta Doğu ülkelerinin bir diğeri olarak yerini alacak gibi gözükmekte. Aralık ayının soğuğunda gittiğim ve kemiklerimi ısıtan sıcağında mest olduğum şehir, Orta Doğu'da görmeye alışık olduğumuz kum rengi tonlarının hakim olduğu, etrafta beyaz elbiseleri içinde dolaşan adamların ve tabi ki lüks arabaların olduğu bir yer. Dünyadaki en büyük akvaryumlardan biri bu şehirde bulunmakta. Zaten körfezin hemen kenarında kurulu olan şehrin bazı bölgelerinde karşınıza çıkan palmiye ağaçlı, deniz manzarası bir nefes almanızı sağlayacak. Yemek yönünden diğer Arap ülkeleri gibi keyfinizi yerine getirecek. Humuslar, mezeler, tatlılar, envai çeşit meyve suları....
dahası

Emmy 2017

Resim
Şimdi o kadar dizi izleyen bir baykuş olarak Emmy'lere göz atmazsam olmazdı. Ne var ki kazananlar ve kaybedenler gibi geyiğe girmeyeceğim. Her yerde dolu. The Handmaid's Tale, başrol oyuncusu Elizabeth Moss ile gecenin kazananı oldu, haklı olarak. Big Little Lies'ın ve tabii kisi Nicole kidman'ın da ödül almış olması sevindirici. Dizinin ikinci sezonu olur mu olmaz mı şüphesini kaldıracak bu durum muhtemelen. Ancak... Bence işin en heyecanlı kısmı kırmızı halı... Nınınınının... Hadi biraz atıp tutalım. Buyrun... Kazananlarla başlayalım! Nicole Kidman, kırmızı elbisesi ve sade saçları ile şahane olmuş. Kırmızı gibi iddialı bir renkle bile sade ve güzel dedirten bir sonuç çıkarmış. Diğer bir kazanan Elizabeth Moss ise pembik pembik olmuş. Elbisesinin modeli, saçları ve makyajı çok yakışmış. Ama keşke renk olarak pembe yerine siyah beyaz, hafif maskülen detaylar ekleseymiş, çok daha güzel olurmuş. Maskülen demişken hemen Evan Rachel Wood'a gelelim....
dahası