TBT: Only You
"Ne de olsa sevda başka şeydir" der Turgut Uyar. "Love lift us up where we belong, where the eagle cries on a mountain high" diye devam eder Joe Cocker. Yani işin özü aşk size neler yaptırır, neleri göze alırsınız aklınız almaz! Sizi en tepeye çıkarır, bam aniden yere yapıştırır.
Bugünün TBT köşesini de bir aşk filmine, daha doğrusu bir romantik komediye ayırdım. Canınızın sıkkın olduğu ya da neşenizi artıracak bir film aradığınızda yönelebileceğiniz en güzel türdür romantik komedi. Erkekliğe toz kondurmamak için "çok saçma" ve bilimum bahane öne süren erkek milletinin de çok eğlenerek izlediğine çok defalar tanıklık ettim. Hoşça vakit geçirme aktivitesi işte, hayatın anlamını sorgulamayacaksanız. Alternatifi olarak Tom Cruise filmi de izleyebilrsiniz. Bende aynı etkiyi bırakıyor ;)
Gelelim filmimize... 1994 yılı yapımı, Norman Jewison'un yönettiği "Only You"nun başrollerini Robert Downey Jr ve Marisa Tomei paylaşıyor. Tipik bir 90'lar filmi ile karşı karşıyayız. Anlatım tarzı, kıyafetler, müzikler... Hadi detaya inelim.
Film Louis Armstrong'un filmle aynı isimli şarkısı ile açılış yapıyor. Biri kız, biri oğlan iki kardeşin quija tahtasıyla oynadıklarını görüyoruz. Bebeler belli ki ergenliğin buram buram vurduğu ortaokul çağlarındalar. O yaştaki her kız gibi baş karakterimiz Faith de aşka aşık ve tabii ki aşk arayışında. Abisi Larry'den tahtaya gerçek aşkının kim olduğunu öğrenmesini ister. Birden gösterge oynamaya başlar: D - A - M - O - N - B - R - A - D - L - E - Y. Ve işte Faith uzun yıllar peşine düşeceği bir isme kavuşur. Filmi çok anlatmak istememekle birlikte biraz daha ilerletmekte fayda var.
Aradan yıllar geçmiştir. Faith lisede felsefe öğretmeni olmuştur. Damon'ı bulamamış ama başarılı bir kayropraktist ile nişanlanmıştır. Nişansılısının annesine ait (korkunç) gelinliği denerken birden telefon gelir. Nişanlısının bir arkadaşı düğüne gelemeyeceğini haber vermek için aramıştır. Eh tahmin edeceğiniz üzere arayan kişinin ismi Damon Bradley'dir. Kader ağlarını örer. İş için Venedik'e gittiğini söyleyen Damon'ın peşinden Faith gelinliğini bile çıkarmadan havalimanına, oradan Venedik'e gider ve olaylar olaylar...
İtalya'nın güzelliğiyle büyülediği filmlerden biri. Sırf İtalya aşkı için bile izlenir. Ama Robert Downey Jr. ve Marisa Tomei gibi iki üstadın yer aldığı bir filmin kötü olamayacağını zaten tahmin edersiniz.
Spoiler içeren kısma geçelim... Filmde Faith Damon'ı ararken aşkı bulur ama başka erkekte. Hal böyle olunca kafası da karışır. Aşkını itiraf etmesi yıllardır kafasında kurduğu dünyanın yıkılması demek. Öte yandan, bir hayal uğruna aşık olduğu adamı kaybetmekle yüzyüze gelecek. Ruh ikizini, moda insanın kendine yakışanı giymesidir misali ikiziniz umduğunuz değil, bulduğunuz kişidir diyor film. Bir romantik komedinin sorgulayabileceği kadar aşk meşk meselesini sorguluyor. O konuda pek bir açılım beklemeyin. Ancak filmin diğer yönlerine bakarsak genel ve popüler kültüre yapılan başarılı göndermeler, sizi illa güldürecek espriler ile bir çırpıda, sıkılmadan izlenecek bir film olmuş.
Herkesin döne yana andığı dönemler vardır. Kimi 70'ler der, çoğunluk 80'ler. Nedense arada kalmış ama yine de 2000'ler gibi haysiyetsiz olmayan 90'lar benim için ayrı bir yer tutar. İşte bu film, o özlemi de gidermek için birebir.
Bir de üşenmezseniz Elton John'un Robertcığımın yakuşukluluğu ile can kan bulmuş şarkısı "I want love" şarkısını dinleyin.
Yorumlar
Yorum Gönder