Gezi Notları : Kuveyt

Kuwait City... Gitmeden önce bende yarattığı beklenti Dubai'ninkinden farklı değildi. Gerçi bundan yaklaşık 20 yıl önce işgal altında olduğunu ve bulundurduğu petrole rağmen küçük bir ülke olduğunu gözden kaçırdığımı gidince anladım. İnşaat halinde gökdelenleri, yerlisi Al Shaya'nın Starbucksları ile kısa zamanda zengin Orta Doğu ülkelerinin bir diğeri olarak yerini alacak gibi gözükmekte.



Aralık ayının soğuğunda gittiğim ve kemiklerimi ısıtan sıcağında mest olduğum şehir, Orta Doğu'da görmeye alışık olduğumuz kum rengi tonlarının hakim olduğu, etrafta beyaz elbiseleri içinde dolaşan adamların ve tabi ki lüks arabaların olduğu bir yer.

Dünyadaki en büyük akvaryumlardan biri bu şehirde bulunmakta. Zaten körfezin hemen kenarında kurulu olan şehrin bazı bölgelerinde karşınıza çıkan palmiye ağaçlı, deniz manzarası bir nefes almanızı sağlayacak.



Yemek yönünden diğer Arap ülkeleri gibi keyfinizi yerine getirecek. Humuslar, mezeler, tatlılar, envai çeşit meyve suları... Kakule burda da karşınıza çıkıyor kahvenin kokusunda, damağınızın tam ortasında. Ama çok yememeye dikkat etmek lazım!



Petrol sahibi olan ve Amerika ile arası iyi olan diğer ülkeler gibi Kuveyt'te de Amerikan kültürünün etkisini hissedebiliyorsunuz. Resmi davetlerde ailelerinin, mevkilerinin konumunu gösteren renkte kaftan giymeye özen gösterecek kadar gelenekselci yanlarını koruyan Kuveytliler yeri geldiğinde küresel dünyadan paylarını aldıklarını gösteriyorlar. Küreselleşme nedir diye sorulduğunda verilen cevaplardan olan küçülen dünya, kültürel emperyalizm cevapları ufaktan da olsa kendini gösteriyor. Yola çıkarken bir Kuveytlinin "Yallah, Byee" demesi hem yüzümde bir tebessüm yarattı hem de alnımda bir kırışıklık.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Emmy 2017