Tuhaf Zamanların Tuhaf İlişkileri Tuhaf Kişilikleri
Dedikoduyu sevme sadece biz Türklere özgü bir özellik mi yoksa insana özgü bir durum mu, bilemiyorum. Big Brothers tarzı yarışmaları çıkaran Batılı mentalitenin de en az bizim kadar başkalarını hayatına müdahil olmayı sevdiğini gösteriyor aslında. Facebbok, Twitter boş icatlar değil neticede, birbirimizi gözlemeye ve kendimizi teşhir etmeye yönelik araçlar.
Dün bir arkadaşım, haz etmediğim birine ilişkin oldukça "sansasyonel" bir dedikodu iletti. İçeriği çok önemli değil ama belli ki iş yerinde yıllarca arkasından fısıldanıcak kapasiteye sahip. Hele de insanlar yapılan bu dedikodunun, öğrenen fazladan bir kişinin "hoşlaşmadığım" kişiyi ne kadar incitebileceğini düşünmeden, ağzının suyu aka aka yapacaklardır. Empati eksikliği temel sorun.
Gelelim asıl tuhaf bulduğum olaya. Önce bir tv kanalının magazin programında tarafların adı tam verilmeden (bulma becerisini gösteremediler mi, yoksa gerçekten insanlara saygıyı düşünmüş olabilirler mi?) anlatılan dedikodu ile olayı öğrendim. Şu güne kadar tarafları tanıyorsanız illa ki duymuşsunuzdur: Mirgün Cabas-Tuba Ünsal-Evrim Sümer karmaşası diyelim buna. Tam olarak bilemediğim ama uzun olduğunu tahmin ettiğim bir süredir beraber olan ve bir kızları da bulunan Evrim Sümer ve Mirgün Cabas ikilisi ayrılıyor ve sonrasında Cabas Tuba Ünsal'la beraber olmaya başlıyor. Olayın başlangıcı Sümer'in Twitter'ında yazdığı, "kalbim kırıldı", "kötülük yapan kötülük bulur" temalı twitlerine dayanıyor. Bunu okuyan Tuba Ünsal da geri kalmamış "kötülerin kötülükleri poposunda patlamış haberi yok" içerikli bir cevap veriyor. Orjinal twitler için google'da arama yapmanız yeterli, ama içerikler böyle işte.
Bu haber önce nedenini anlamadığım bir sebepten ötürü beni rahatsız etti. Her iki tarafın da küçük kızları var. Biri çocuk yetiştirmeye ilişkin köşe yazıyor, diğeri de kitap yazmış. İyi hoş da, çocuk yetiştirmek vs. derken bu yaşanan olay ne anlam veremedim.
İnsanın kalbi kırılabilir. Hele ikili ilişkilerde kırık kalp onarması hayli vakit alan bir durum. İşin içinde bir de çocuk olması eminimki yıpratıcı bir süreç olacaktır. İnsan morali bozukken bunu twitterdan, facebooktan da paylaşabilir. Buraya kadar herşeye anlam veriyorum. Ama artık adı konmuş bir durum/ilişki varken karşı tarafı suçlayıcı twitler atmanın, yazan kişi için daha fazla yıpratıcı sonuç doğurması mümkün gibime geliyor. Karşı taraf ne yapmıştır, "kötü kadındır", odur budur bilemem, bilmeye de gerek yok. Ama ima etmek bile, hele de çocuğunun babası ile bir ilişkisi varken gerilimi arttırır, soğuk savaş doğurur. Ancak işin neticesi de çapraşık. Cabas-Sümer ilişkisi öncesi nedir bilemem, Ünsal'a ya da başkasına Sümer ne kötülük yapmış bilmiyorum. Lakin Ünsal da Sümer'e popoda patlama şeklinde cevap vererek durumu daha da çirkin bir yöne taşımış.
Daha önce yazdığım da oldu, bu feysbuklara her bişeylerini yazan insanları anlamıyorum. Nerede, kimle, ne yapıyor, ne hissediyor, üşüyor mu sıcakladı mı, karnı mı ağrıyor, birine küstü mü? Amaç ne, sonuç ne? Birine bişeyleri duyurmak ise amaç, biraz cesur olup o kişiyle yüzleşmek lazım, öyle pasif-agresif hareketler sonuç doğurmaz, doğurursa yukarıdaki sonuç olur. Hayatta acımızı bilen herkes bizi teselli etmez, kimi içinden sevinir. Mutluluğumuzu paylaştığımız herkes bizim için mutlu olmaz, kimi haset eder. Hal böyleyken siz siz olun herkesle paylaşmayın durumunuzu. Candan Erçetin'in şarkısını dinleyip feyz alalım...
Yorumlar
Yorum Gönder