Gezi Notları: Oman Oman

Bir elin parmakları kadar Orta Doğu ülkesi görmüş olsam da içlerinde beni kendine hayran edeni Oman'dır. Çölle denizin buluştuğu noktada kurulmuş beyaz bir şehir Muskat. Etraftaki dev boyuttaki altın rengi kahve fincanı şeklindeki çeşmeleri, gemi maketleri, souk'u, beyaz arabik binaları ile uçan halısı ile Alaadin'i görmeyi bekleyebileceğiniz bir yer.





Kaldığımız Al Bustan dünya üzerindeki sayılı otellerden biri. Lezzetli açık büfesi, kumsaldaki pavillion'u ve eşsiz deniz ürünleri mutfağı, palmiye ağaçları ile çevrili havuzu, ihtişamlı lobisi ile sizi kendinize aşık edebilecek bir otel. Kumsalda rahatlıkla güneşlenip denize girebiliyorsunuz. Akşamları leziz kokteyllerden biri eşliğinde deniz esintisinin tadına varabiliyorsunuz. Dedim ya, ben Oman'ı çok sevdim.





Muskat dünya üzerinde yaşamaktan keyif alabileceğiniz şehirlerden biri. Bir çok yerde bulamayacağınız kalitede Japon restoranından, saatlerce mojito eşliğinde dans edebileceğiniz Küba barına kadar modern hayatın hemen hemen bütün nimetlerinden kendinizi sınırlamadan yararlanabileceğiniz bir şehir.

Oman'da hediyelik eşya olarak fazla seçenek bulamayabilirsiniz. Hançerleri ve kahve takımları sanırım en meşhurları. Şehirde yarı değerli taşları uygun fiyata alabileceğiniz souk'ta bulunmakta. Tabii modern mall'ların olduğunu da belirtmeden geçmeyeyim.




Oman'da yiyebieceğiniz, hatta düzeltiyorum yemeniz gerekenlerin başında o bölgeye özgü ıstakoz gelmekte. Çok ıstakoz insanı olduğumu söyleyemem, beni daha çok karidesler cezbetmişti. Ama siz yine de yemeden gitmeyin. Bir diğeri ise helvaları. Geleneklerine göre büyük bir kaptan, herkesin parmakları ile alıp yediği helva, bizim alışık olduğumuz helvalardan çok meyve püresine yakın bir kıvamı var. Bana göre diyemem ama oraya kadar gittiniz, yiyin tabii. Son olarak Orta Doğu'nun ortak özelliklerinden olan kakuleli kahve burda da karşımıza çıkıyor. Türk Kahvesi gibi katı kıvamlı olmayan kahve mırra usulü bardaklara boşaltılarak ikram ediliyor. Eğer boşalan fincanınızı sallayarak uzatmazsanız tekrar o "hoş" kahveden içmek durumunda kalırsınız, benden söylemesi.





Ülke Sultan Qaboos (bildiğiniz kabus) tarafından yönetilmekte. İmkanımız olduğu için hem misafirlerine kalmaları için sunduğu hem de kendi özel sarayını görme fırsatım oldu. Sanırım gördüğüm en güzel saraylar olduğunu söyleyebilirim. Oldukça ihtişamlı ancak kesinlikle rüküş ya da basit olmayan bir şekilde dekore edilmiş saraylar. İnsanın fırsatı olsa, bir gün bile orada kalsa kraliyet mensubu olmanın nasıl bir şey olduğunu anlar. Gerçekten, abartmıyorum.






Fırsatım olsa tekrar düşünmeden gideceğim bir yer Muskat. Orada yediğim nefis Çin yemeği de hala aklımda! Gidin azizim, vizyonunuz genişlesin, hep Avrupa, Amerika olmaz ;)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Gezi Notları : Kuveyt

Emmy 2017