Gezi Notları: Endonezya
Uzun ve yorucu bir uçuş, Singapur'da kısa bir molanın ardından Cakarta semaları pencereden görünmeye başladı. Toplam 17.000 adadan oluşan Endonezya kafamda Bali ile özdeşmiş olduğundan beklediğim manzara ile bulduğum tabi ki bir olmadı.
Cakarta büyük, tropik bir orman üzerine inşa edilmiş, gökdelenleri ve Ankara'dakinin 3 nesil ötesi imajı çizen üst geçitleri ile tipik bir Uzak Doğu şehri. Hafiften boğucu ve nemli bir havası var. Yollar sivrisinek vızıltısını andıran motosiklet sürüleri ile dolu. Dünyanın başka herhangi bir yerinde bu kadar çok motorsiklet var mıdır acaba? Hatta motorsiklet-araba taksileri de mevcut. Birinci elden denemiş biri olarak diyebilirim ki soluduğunuz egzozun haddi hesabı yok. Maceracı ruha gerek yok, bu konuda.
Hükümet ve yönetim açısından, adalara dağılmış olmanın getirdiği bir çok sıkıntı çekmesine rağmen Cakarta gelişmiş bir ekonomiye sahip bir ülkenin görüntüsünü sunuyor. Çok sayıda, hatta yaşam merkezine dönüşmüş alışveriş merkezleri var. Dünyaca ünlü markaların yanı sıra yerel ürünlerin de bulunduğu alışveriş merkezleri, uzun çalışma saatleri ile Endonezya'nın kapitalizmden payına düşeni aldığı belli oluyor.
Cakarta gözlemlerinden biraz da genel olarak kültürlerine ilişkin gözlemlerime gelirsek... Genel davranış kalıpları ve el sanatlarından çıkardığım sonuç Uzak Doğu kültürü ile az da olsa Afrika ve Hint kültürünün bir karmasının oluştuğu şeklinde. Özellikle ufak pazarlarında satılan el işlerinin tür ve çeşit olarak sergilediği geniş yelpaze bu düşünceye varmama neden oldu. Bilmem ne kadar doğru ya da yanlıştır!
Cakarta'dan sonraki durak Banda Aceh oldu. Endonezya'dan ayrılıp bağımsız olma planları yaparken deprem ve ardından gelen tsunami ile büyük hasara uğrayan Aceh, özerk yapısı ile Endonezya yönetimine bağlılığını sürdürmektedir. Tsunaminin nerdeyse sıfırladığı ve hemen hemen bütün yapıların yeniden inşa edildiği Aceh, fakir ama sevimli bir kasaba görüntüsünde. Baiturrahman Camii tsunamiden sağ çıkan ve çok sayıda insanın kurtulmasında payı olan, özgün bir mimarisi olan bir yapı. Şeriat yönetimine geçen Aceh'de öğlen saatlerinden sonra çocukların okul sonrası eğitim için koşturarak camiye geldiğini görebilirsiniz. Bunun dışında tsunaminin şehrin içine kadar sürüklediği büyük gemi de görülmesi gereken noktalardan biri. Eskiden şehre elektrik sağlayan bu büyük gemi, Aceh'nin açıklarında demirli haldeyken yaşanan felaketle şehrin içlerine kadar sürüklenmiş.
Uzak Doğu'da İslam'ın ilk görüldüğü noktalardan biri olan Banda Aceh'nin bizim için özel olabilecek bir yanı daha bulunmaktadır. 16. yüzyıldaki Portekiz saldırılarında Osmanlı İmparatorluğu yardım için donanma yollamıştır. Günümüze kadar varlığını koruyan bir Osmanlı mezarlığı şehrin iç bölgesinde bulunmaktadır. Tsunami ile hasar gören mezar Kızılay tarafından restore edilmiştir.
Make a long story short, Bali'yi görmek nasip olmadığı için Endonezya'nın az turistik bölgelerinden edindiğim intiba, kalabalık ve sıcakkanlı insanlardan oluşan bir ülke olduğu yönünde. Muhakkak görülmesi gereken bir yer diyemeyeceğim ama yine de fırsat çıkarsa kaçırılmamalı, gidilmeli.
fotoya ilişkin not: dünyanın en kötü kokulu meyvesi!!!
Yorumlar
Yorum Gönder