İki çocukla tatil mevzusu

Mevsim yaklaştı mı her bilinçli anne gibi ben de google'ı açar yazarım: çocukla/bebekle tatil. Neden? Çünkü hangi otele gitmeli, ne götürmeli, nasıl gitmeli, ne yedirmeli vs vs vs Detaylı bir iş. Daha önceki yazımı okumak isterseniz tıkınız. Gerek yok derseniz buyrun...

Geçen sene biri 3, biri 1,5 yaşında iki bebeyle tatile çıkma gafletinde bulundum. Şaka şaka, pek güzel bir tatil oldu. En baştan başlayalım. Biz tatil için Sherwood Club Oteli seçtik. Mevsim olarak iş yerinde ayarlayamadığım için Ağustosun ikinci yarısı oldu. Kemer'de sıcaktan geberir miyiz diye kara kara düşünürken, ilk gün dışında havanın gayet iyi olduğunu söyleyebilirim. Ayrıntılara geçmeden bir de bavul ve yolculuk kısmına değineyim.


Bavul için yetişkin ve çocuklar için olmak üzere iki ayrı bavul hazırladım. Daha önceki tatilden ağzımın payını aldığım için ne topuklu ayakkabı aldım, ne süslü püslü kıyafet. 2-3 şort, sandalet, terlik ve birkaç tişört yetti de arttı. Zaten ıvır zıvır yeterince çok oluyor, güneş kremi, kovası, simiti. Bebeler için ise bol bol kıyafet koydum. İyi de oldu. Özellikle ufak olan pek bir kirletti. Havuz/denize genelde Penti'den aldığım Uv korumalı tişörtlerle soktum. Nemden kurumadığı zamanlar da ise normal tişörtlere başvurdum. O yüzden ilk tavsiyem bol tişört ve şort yönünde. Uv kourmalı tişörtler ise zaruriyet. Havuz/deniz için özel bezlere gelirsek, yarı yarıya giydirdim. Çok da elzem değil. Bir de o sıcakta bebenin popo rahat etsin azıcık. Şapka, kova, simit, mümkünse slip stop (ben almamıştım, çok kızdım kendime), ekstra havlu (otel kişi başı 1 tane veriyor, bana yetmiyor :)). Bir de pişik, yanık, böcek sokmasına karşı merhemler, ateş düşürücü gibi ilaçları almakta fayda var. Bizimkiler gece süt içer, orada bulmakla uğraşmamak için küçük sütlerden de götürmüştüm, iyi oldu.

Yolculuk için araba yerine uçak tercih ettik. İki bebe Kemer'e 8-9 saatlik yolda gebermeyelim dedik. Sabah uçak saatimiz kargaların kahvaltı saatine denk geldi. Hal böyle olunca baya bir erken çıktık. Faydası şu oldu, bebelerin henüz afyonu patlamadığı için havalimanında çoşacak halleri olmadı. Uçağa bindikten 15 dakika sonra, daha uçak kalkarken sızdılar. Bunu öngören ben, yanıma ufak yastıklarını ve battaniyelerini almış olduğum için kendimi kutladım. Uçağın içi serin değildi ama Antalya'dan Kemer'e transferde klimalar baya güçlüydü. Birer yelekle olayı çözdüm. Dönüş yolunda ise uçak saati öğleden sonraydı. Bir de rötar yedik. Organik, bilinçli bir anne olmadığımdan mütevellit çantama in case of emergency break the glass olarak tıktığım jelibonlarla yarım saat oyalandılar. Tabii yarım saat yemediler, çoğunluğu o benim, bu senin kavgası ile geçti :) Yanıma çocuk dergisi almıştım. Ufaklık içindeki ıvır zıvırı saçmakla meşgul olunca büyük de dergiye bakmadı. Gereksiz bir aktivite oldu. Tabii yolculuk da öncekine nazaran zor geçti. Uyurlar diye umduğum bebeler gayet dinçti :/ Bir defa daha denize gireyim diye yaptığım uyanıklık uçakta totomda patladı :)

(Temsili ben :p)

Otele gelirsek... Ben aile odası ayarlamıştım. Böylece ben bebelerle sıkışık vaziyette uyurken the adam öbür odada klima yellerinde rahat rahat uyudu. Faydası ne oldu derseniz? Hepimiz aynı odada olsaydık bebelerin zırlamasının yanı sıra bir de adam dırdırı çekecektim. Oh mis, kafa rahat. Bebeleriniz sizden bağımsız uyuyan bireyler haline geldiyse, zaten sıkıntınız yok, tebrikler... 




Otel uyduruk da olsa bebek arabası verdiği için bizimkileri götürmedik. Pek de iyi oldu. İki bebeyle iki araba ve valizler ölüm olurdu. Odalar güzeldi, konforluydu. Mini barı her gün yenilediler. Temizlik keza her gün yapıldı. Otelin bir diğer iyi yanı 5-6 tane havuzu olması. Böylece hiç bir yer tıkış tıkış olmuyor. Sakin sakin yüzüyorsunuz. Ama bizim favorimiz çocuk havuzu oldu. Küçük çocuklara uygun 3 kaydırağı olan havuz bizim bızdıklar için pek heyecan vericiydi. Deniz temizdi, ama dalga vardı. Bebeler yüzmeyi pek sevmedi, kumda takılmayı tercih ettiler.

Yemek konusu internette en çok şikayet edilen mevzuydu. Gerçekten de başarılı değiller ama aç kalacak kadar da gurme değiliz çok şükür. Öğle yemeğine hiç gitmedik, hep snack barlarla idare ettik. Pizza, pide, çorba, hamburger, meyve derken öğlenleri çok uğraşmadan yemek işini çözdük. Sabah zaten öyle ya da böyle yiyecek çok. Akşam en zorlandığım oldu. Hem yemekler tuzluydu, hem de çocuklara uygun birşey bulmak zordu. Ama aç kalmadık neticede. Çok da kafayı takacak bir mevzu değil.




Mini Club denen baş ağrısı burada da mevcut. Büyük pek sevdi, küçük nefret etti. Zaten bebeler bütün gün su içinde ve dışarıda olunca, şehir rutininden farklı olarak çok yoruluyorlar. Erkenden uyumak istediler. Çok da zorlanmadan ikisi de sızıyordu. Bütün gün iki çocukla vakit geçirip gece de onlar uyuduktan sonra gezerim ben diyen varsa, onlar için bakıcı mevcuttu. Ben kendim de sızmayı tercih ettim.

Sherwood'a bir daha gider misin diye sorarsanız? Önceki sefer gittiğimiz Fethiye Letoonia'yı daha çok beğendiğimi söylemem lazım. Ancak buranın da çocuk havuzu ve diğer havuzlarda kimseye çarpmadan yüzebilme imkanı iyiydi. Dengi daha iyi bir otele denk gelmezsem ve fiyat olarak uygun denk düşürebilirsem giderim. Sonuçta bebeleri mutlu etti. İlk iki gün rutinimizi kurmakla sürdü ama 1 haftalık tatil gayet rahat ve eğlenceli geçti.

İşte böyle... Sizin önerileriniz, başınızdan geçenler nedir? 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Gezi Notları : Kuveyt

Gezi Notları: Bangladeş