Huzursuzluk arayışı... Closer...


İnsanların hayatları süresince peşinde olduğu bir takım hedefler vardır. İyi bir iş, iyi bir aile, genel olarak mutluluk ve her şeyin temelinde huzur. Hayatınızda huzur varsa, diğer eksiklikler çok göze batmaz, rahatsınızdır, tahammül dereceniz yüksektir, vs. Huzur yoksa elinizdekilerin ne değerini bilirsiniz ne de hayatın tadını çıkarabilirsiniz. O zaman temelde herkes huzuru arar diyebilir miyiz?

Hayır. Sad but true! Etrafınızdaki insanlara bir bakın, özellikle de yakından tanıdıklarınıza. O huzursuzluk müptelası insanları göreceksiniz. Hatta sayılarının umduğunuzdan fazla olduğunu fark edeceksiniz. Bu müptelalar sürekli hayatlarındaki bir şeylerden mutsuzdurlar, sürekli bir arayış içindedirler. Peşinde oldukları hedefe ulaştıklarında huzurlu olmayı beklerler. Ama öyle olmaz. Kendilerini huzursuz edecek başka şeyler bulurlar ve onun peşinde perişan saatler, günler geçirirler. Bundan yakınırlar, ama işin derinine inip bakarsanız, aslında bu durumun onları ne kadar tatmin ettiğini göreceksiniz! Sad but true, again!

Temelde huzuru bulmak çok kolay, zor olan onu sürdürmesi. İnsanın elindekiyle yetinememesi, hatta yetinmek istememesi. Bkz: Closer.

Closer filmi kadın erkek ilişkilerini sorgulatan, ama bunu bize sevimli romantik komediler aracılığıyla değil, günümüz toplumunun yozlaşmış gerçekleri ile yapar.

Adam kadına rastlar. Kadın adama gülümser. Adamın dünyası değişir. Karşısında hiç karşılaşmadığı türden bir kadın vardır. Mutludur. Huzurludur. Aşıktır. O kadar aşıktır ki kadın hakkında kitap yazar. Zaman geçer. Heyecan verici yenilikler biter, uyuşukluk salan alışkanlıklar yerini alır. Başka bir kadına bakar. Sahip olduğu kadından farklı bir kadına. Sahip olması şarttır. Olamaz. Olana kadar zorlar, peşini bırakmaz. Sonunda sahip olur. Karşılığında elindeki kadını yitirir, kadının dünyasını altüst eder. Bir süre mutlu olduklarını düşünseler de sonunda bu ilişki de son bulur. Sahip oldukları insanlara geri dönmek isterler, aslında alışkanlıkların uyuşukluğunun bir kış gününü yatakta geçirmekten farklı olmadığını anlarlar. Ama bir kere gittiniz mi döndüğünüz yer eskisi gibi değildir. Siz de eskisi gibi değilsinizdir zaten. Ne yaman çelişki!

Filmin sonunda karakterlerden biri kendisini aldatan ve yine kendisine dönen eşi için şunları der:

"Larry: She doesn't want to be happy.
Dan: Everybody wants to be happy.
Larry: Depressives don't. They want to be unhappy to confirm they're depressed. If they were happy they couldn't be depressed anymore. They'd have to go out into the world and live. Which can be depressing."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Gezi Notları : Kuveyt

Gezi Notları: Bangladeş