Büyük Güç Büyük Sorumluluk Getirir

Yıllar geçse de üstünde bu kalp seni unutur mu? Unutmazzz... Lost hala kalbimizin bir köşesinde ve orda kalacak. Sonu ne kadar kötü biterse bitsin... J.J. abimiz Fringe'i kotarırken dayanamamış bir de eskilere uzanalık, Alcatraz'a el atalım demiş.

Kıısaca konusuna bakarsak, 1963 yılında Alcatraz- ABD'nin kaçması imkansız olduğu savunulan hapishanesi -bkz: the rock- kapatılırken hali hazırda orada bulunana mahkumlar pufff diyerekten kaybolmuştur. Aradan 50 yıl geçer ve tek tek dönmeye başlarlar. Bizim de gizli bir FBI bölümümüz olur böylece, bu garibanlarla ilgilenen.

Gelelim yorumlara...Şimdilik 4 bölüm izledik ki zaten ilk ikisi aynı anda piyasaya çıktı. İlk bölümü hiç sevmedim. İnanılmaz kötü bir başlangıçtı. Resmen, bakınız bu biz dizi, kahramanları bu, olay bu, sizi bir dolu ilginç sürpriz bekleyecek der gibi arka arkaya olayları geliştirmişler. Nerde bu pilot nerde Jack'in gözünü açması ile daha diziye odaklanıp kaldığımız Lost pilotu! Neyse diğer bölümler biraz toparlar gibi oldu. Pilot dışı bölümlere uzun uzun girmeye gerek görmüyorum, çünkü bir iyi bir kötü gdiyor. 4. bölüm yine kötüydü mesela. Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse dizi Lost ile Fringe karması gibi geldi bana. Arada Alcatraz yazısının çıkması, ortada büyük bir gizem varmış gibi dannn şeklinde müzik efektleri kullanımı direk Lost'tan çakma olmuş. FBI'ın gizli bir birimi, gözü pek sarışın kadın polisi, sivil ortağı direk Fringe olmuş. ***spoiler*** Hintli kadın, bakınız geçmişte de vardı şimdi de var, Lost'un Richard'ı olmuş ***spoiler***. Sonuç ne olmuş? İki başarılı ve nev-i şahsına münhasır dizinin cut-pastelenmesi ile ölü doğum gerçekleşmiş. Bilmiyorum, ilerleyen bölümlerde konu gelişir mi, bizde bir merak uyandırır mı? Aman bu mahkumlara noldu, diğer doktor vs de gelmiş, yer altında saklı bir hapishane yapılmış, Sam Neill başrole konmuş, yanına Claire'in çakması bir kızcağız konmuş, diziyi sürükler umuduyla Hugo yerleştirilmiş, vs vs. Şu an sırf meraktan izliyorum, bu saçma sapan gidiş düzelir mi diye. Ne de olsa J.J.'in biz de bir kredisi var, onu yiyor şu an. O kadar tantana yapılıp, reklamlar çakılıp ortaya bunun çıkması tuhaf. Wait and see diyorum.




Fringe'e de değinmeden geçmiyelim.. Bu sene bir türlü izleyemedik Fringe'i. Tatil üstüne tail, bir de uzun bir ara. Ancak 10. bölümü bitirdik. Geçen sezon kaldığı yerden bu sezon gayet başarılı bir geri dönüş sağlamıştı. Sonra yine sıradan bölümler ve arada bir bizi sürükleyen bölümler şeklinde ağır aksak ilerliyordu. Tatilden dönüşü fostu ama diğer ikisi durumu kotardı gibi. Bu boşlukta ben de neydi ya bu, şu bir hatırlayayım diyip geçmiş bölümlere bakmıştım. Aynı Lost'ta olduğu gibi bir dolu tutarsızlıkla karşılaştım. J.J. iyisin hoşsun da şu tutarlılık olayını bir kotaramıyorsun. Sırf dizi yürüsün, cebimizpara görsün diye iyi hikayeleri piç ediyorsun  (kızdım valla!). Gelirsek sadede, bir çuval incirin heç olması tehlikesi ile karşı karşıya ilerliyor Fringe ama niyeyse Lost'tan daha iyi bir sonuca varacak ümidimi yitiremiyorum. J.J. Abrams'ın dizisi demeseler Lost ile hiç bir paralellik kurmayacağım bir dizi, Alcatraz'ın aksine. Ondan dolayı ha gayret, hadiii diyorum.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Gezi Notları : Kuveyt

Masalların gerçek sonları...