Muhteşem Gatsby

Baz Luhrmann... Adamım benim... Moulin Rouge benim en sevdiğim filmlerdendir, muhakkak demişimdir daha önce. Sinema ve müzik dünyasının harmanlanmış en güzel hallerinden biridir Moulin Rouge. Hal böyle olunca The Great Gasby'nin yeniden çevriminden beklentimiz çok da farklı değildi.

Klasiklerden olan The Great Gatsby, yılında Amerikalı yazar F. Scott Fitzgerald tarafından yazılmıştır. 1920'lerin Amerikasına, insan doğasına ve aşka ilişkin (ararsanız başka temalarda bulursunuz) izlenimlerini Gatsby karakteri üzerinden aktarır. Büyük Buhran öncesi Amerika'nın bir yanda çok zenginler ve bir yanda ise hayatlarının bir önem teşkil etmeyen fakirler arasındaki derin uçurumu da yansıtıyor bize.



Uzun uzun hikayeye girmiyorum, önceki seferlerde yaptığım üzere. Okuyun ya da izleyin, konuyu geliştirdikçe zevki azalıyor, beklentiler değişiyor.

Tobey Macquire uzun zamandır görmüyordum. Kendisi dönem filmlerinde inanılmaz iyi bir performans çıkarıyor. Bütün kariyerini bunun üstüne kursa yeri var. Burada da genç yazar Nick Carraway rolünde bizi ikna ediyor.

Buchanan'lar (Carey Mulligan ve Joel Edgerton) rollerinin hakkını veriyor. Bilmiyorum karakterlerin kendisinden kaynaklı mı oyunculardan kaynaklı mı senaryonun ötesine geçmiyorlar, neyse o rolleri o kadar performans sergiliyorlar.

Isla Fisher Myrtle rolünde olsa da olurmuş, olmasa da. 

Gelelim Meşhur Gatsby'ye. Yönetmen gizemli ve derin bir karakter olan Gatsby için Leonardo di Caprio'yu uygun görmüş. Filmin ana karakteri olan Gatsby rolünden Caprio bana ikna edici gelmedi. Ne muhteşemliğini yansıtabildi ne de gizemliliğini. Biraz aksak bir rol içindeydi. Ya da fazla mı zorlamış desek. Bir de görüntü olarak da daha katmanlı hisleri yansıtabilecek bir oyuncu seçilseymiş (örneğin James McAvoy) daha iyi olurmuş gibi. Baz'cım keşke öncesinde bir arasaydın, bak seni ne dertlerden kurtururdu, ayıp ettin.



Genel olarak şu 3D olayına kıl olmakla beraber filmi beğendim. Şarkılar benim için biraz fazla hipidi hopidi (hip hop mu diyorlardı yavrum ona?) olmuş ama iyiydi. Coverları, filmle bütünleşince pek severim. Parti sahneleri o bakımdan çok eğlenceliydi. Ancak New York'un varoş bölgesinde Buchanan ile Carraway'in yaptığı parti, sanki Gatsby'nin şaşaalı partisinden daha mı eğlenceli duruyordu ne?


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Gezi Notları : Kuveyt

Masalların gerçek sonları...