Season Finale

Ne derler, Allah bir kapıyı kapatırsa öbürünü açar! Bu kural hayatın bir çok aşamasında işliyor. Mesela Dexter ve Homeland sezonu kapatırken, Mad Men, Game of Thrones sezonu açmaya hazırlanıyor.

Fena spoiler içerikli olabilecek satırlara geçmeden, okuyucuyu uyarayım yoluma devam edeyim.

Dün Dexter'ın finalini izledik ve ülenn, üleenn burda bitmez bu iş diyerek sezonu kapadık, hafif bir hüzün ve nasıl geçecek bir sene dedirtecek bir heyecan içerisinde. İlk sezondan beri temposunu ve standartını düşürmeyen Dexter, Doomsday Killer ile işini bitirdi kiii yola nasıl devam edeceğiz bakalım dedirtmedi bu sefer. Miami'de hırka ile gezen adam psikopattır cümlesini haklı çıkarak Stajyer Louis, kafayı seri katillere ve belki bilinçli belki bilinçsiz (Mümkün mü acaba?) Dexter'a takmış durumda. Seri katiller üzerine geliştirdiği bilgisayar oyununu Dexter'ın beğenmemesi ile aşağılanma yaşayan Louis, ice truck killer imzalı el-kol (neyse işte) ile "game on" dedi Dexter'a. Hadi bakalım diyoruz...



Dizinin ulaştığı en ilginç ve ilgi çekici nokta ise Debra ve Dexter arasındaki ilişki. "Cool"um ben havası ile süzülen psikolog sayesinde Debra kendini çözdü ya da yönlendirildi bilemeyiz ama Dexter'a karşı hislerini inceler hale geldi. Abim o benim, canım canım derken, yirim ben onu, şu gömleksiz hale, şu kaslara bak moduna geçerek 6 sezondur izlediğimiz çarpık ilişkilerine bir yenisini daha kattı. Ha iş keşke burda biteydi. Yok bitmedi, bir de Dexter'ın gerçek yüzü/dark passeenger'ı ile tanıştı. Şimdi bekle dur Eylül'e kadar! Bir de demeden geçmiyim, bu ikisi gerçek hayatta evlendikleri zaman ülen Micheal bu paçozu ne yapıcan demiştim. Şimdi kız biraz daha güzelleşti ki boşandılar.

Son olarak Travis'i öldürmeden önce "I'm a father, a son and a serial killer" cümlesi ile bir kez daha gözümde karizmasına karizma ekledi, demeden geçmeyeyim dedim. Şimdi Dexter'a gelsin... Göksel'den "Eylül'de Gel"...

Gelelim Homeland'e... Valla bir gaz başlamıştık diziyi izlemeye, arada tempo düşüşleri oldu, sağ yaptı, sol yaptı, ters köşeye yatırdı. Son bölümde şöyle Carrie arkandayım kızım, herif sonunda kendini ifşa edecek derkennnn... Eh dizi bir sezon daha onay almış, o kızıl saçına sakalına rağmen Brody tiplemesi adam yerine konmuşken patlayamadı tabi! Halbuki şöööle içimizin yağlarını eritseydi ne vardı? Gelecek sezona çok sürprizli bişi bırakmadılar, beni heyecanlandırmadı en azından. Yani Carrie'nin tam "cozttt" olmadan önce Issa, layn unutma bunu demesi ben de bir etki bırakmadı. Kızı zaten sallamıyorlar, neler dedi halbuki, şimdi mi sallayacaklar? Sonracıma zavallı Brody'nin "hepinize nassı da bippp" tarzındaki videosunun kayıp olması (dangalak kesin Walker'ın üstünde bıraktı izlenimi yarattı ama emin diilim) beni merak içinde bırakmadı, çıkar elbet, bi iki bölüm gerilir, sonra çözülür. Kısacası Homeland'i sevdim ve yine severek izliciim amma velakin bu dizi çok uzarsa kabak tadı verir, maksimum iki sezon daha diyorum, duyun beni burdan yapımcılar!




Yeni yıla girmeden "ya nassı bi sene geçirmişiz beee" diye nostaljik (?!) konulu başlıklardan 2011'de neler vardı, bitti başlıklı dizilere ilişkin bir haber okudum sabah. Çoğu zaten sallamadığım ve "eh doğal sonuç" dediğim diziler listeye girmiş. Örneğin şarkılardaki cover ruhunu hayata "şimdiki teknolojik imkanlarla uçururuz biz bunu" teması ile geçirilen "V" 2 sezonda pufff oldu gitti. İlk bi iki bölümü izlemiş, Lost'ta da haz etmediğim Juliet karakteri, Erica olarak pek bi zorlama gelmişti bana, uzaylı dediğin kadın Anna gibi kısa saçlı, donuk bakışlı ama harbi yılanı andırır şekilde mi olur dedirtmişti. Netekim tutmadı efenim... Sonra bu sezon başında dediğim üzere Playboy Club kayıplara karıştı gitti, bi sezon bile çekmediler. Geçen sene bakalım bi yere varacak mı merakı ile kötü oyunculuklarına rağmen izlediğim The Event de ilk sezon sonunda geri dönüş yapamadı. Zaten öyle bi noktaya varmıştı ki dizi açıklama olarak hep beraber Lost'taki adaya gitseler bile daha mantıklı bir yere varırdı. Neyse hayırlısı olmuş diyelim.



Sezona ara verip, artık dönse diye beklediğimiz diziler var bir de. Fringe bu sezon gerçekten top yaptı (açıklayamazsa top s.çış da diyebiliriz tabii). Sonracıma Vampire Diaries'i ve pek tabi ki Ian Somerhalder'ı bekliyoruz. Hala Boone çok erken öldü be sendromunu atamamış bi insan olarak bu diziden pek memnunum. Çocukluğumda anlamadan izlediğim Yalan Rüzgarı, Cesur ve Güzel türü dizilerin bir yansıması olan Revenge'i de bekliyorum, yalan yok. Bir ara izleyip bu aralar gözüme çarparsa izlediğim Ringer var bi de.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Gezi Notları : Kuveyt

Masalların gerçek sonları...