Carnivia

Polisiye roman seven biri olarak, yaz ayları geldi mi düşkünlüğüm daha da bir artıyor. Sanırım öğrencilikten kalma bir alışkanlık. İşlerin durulduğu yaz aylarında artan okuma hevesim ile bir solukta bitirdiğim bir seriden bahsedeceğim bugün. İngiliz yazar Jonathan Holt'un Carnivia Üçlemesi olarak adlandırdığı, Türkçe'ye Yüz Karası, Kayıp Geçmiş ve Hain isimleriyle Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan polisiye seri.
 
Okumak isteyenler için işin tadını kaçırmadan, çok ayrıntıya girmeden anlatacağım seriyi. Öncelikle benim gibi İtalyasever insanlar için biçilmiş kaftan bir seri bu. Venedik'te geçiyor. Birbirinden kopuk olmayan ama farklı üç hikaye üzerinden yürüyor olay kurgusu. Üç ana karakter, onların zırt pırt yanında biten 3-5 yan karakter ve diğerleri şeklinde bir dünyamız var. Genel olarak üç kitabında giriş, gelişme ve sonuç bölümleri benzer özellike taşıyor. İddialı bir giriş, sürükleyici bir gelişme ve zorlama ve sönük bir son.
 
Öncelikle seri kurgu olmakla birlikte NATO, Gladyo, ABD'nin İtalya'daki üsleri gibi gerçek hayatın ciddi unsurlarını kitaba ve kurguya yedirmeye çalışmış. Önemli iddialar öne sürüyor; sanat, internet, İtalyan mutfağı gibi çeşitli konularda derinlemesine bilgiler vererek karakterini inandırıcı yapıyor. Ama neticede, ABD, NATO gibi ciddi konulara girince, kitap da polisiye bir kurgu olunca önemli eleştiri ya da fikir öne sürmeden, "ya işte bu da böyle, açtırmayın ağzımı" dercesine noksan bir sonla bitiriyor. Keşke kurgu ile kurgu olmayanı "aslında oldukça kurgu ama olmayan kısmı da var" gibi bir uyarı ile birleştireceğine hiç işin içine sokmasaymış.
 
İlk kitap, Yüz Karası (The Abomination/The Boatman), Venedik'te işlenen bir cinayetten Avrupa'nın ortasında görmezden gelinen bir katliam olan Bosna-Hersek Savaşı'na kadar uzanıyor. Savaşa ilişkin bilgisi olmayan kişilerin konuya ilşkin az da olsa bilgi vermesi açısından önemli bir adım. Ama sanki olay kurgusu fazla zorlama ve fazla uyumsuz.
 
İkinci Kitap, Kayıp Geçmiş (The Abduction), bir genç kızın Venedik'te kaçırılmasından başlıyor, ABD'nin dünya çapındaki hapishanelerde yaptıklarına dikkat çekerek devam ediyor. Sanırım üç kitap içinde kurgu olarak en başarılı olanı, başı sonu aynı düzeyde ilerleyeni bu kitap.
 
Serinin son kitabı, Hain (The Traitor/The Absolution), yine bir cinayetle başlıyor. Bu kitapta, İtalya'da Amerikan etkisinin ne kadar derin ve etkin olduğunu anlatıyor. Bir veda kitabı olmasının ötesinde genel kurgunun çözümlendiği kitap olmasından dolayı, beklenebileceği üzere, yazar elini korkak tutmayıp daha cesur adımlar atıyor. Lakin kitabın ve serinin sonu bana sürpriz olmadı. Daha ilk kitaptan olayın gidişatı belli ve evrileceği nokta açıktı.
 
Genel olarak seriye baktığımda, sıkıntıları olmasına rağmen, zevkle ve hızla okuduğum kitaplar oldu. Tatmin etmeyen yönleri, sağ gösterip sol vuran hamleleri olmasa bile genel olarak başarılı olduğunu söylemem gerek.
 
Anlayamadığım bir nokta, çevirmenin ya da kitabevinin neden orjinal isimleri kullanmadığı oldu. İlk iki kitap için seçilen isimler Amerikan filmlerine verilen kötü isimler gibi. Gerçi anladığım kadarıyla yazar da kitaplarına verdiği isimlere bir ayar çekmiş ama yine de Türkçe'de verilen başlıklar kötü.  Hele ikinci kitabın ismi çok kötü bir seçim olmuş. Üçüncü kitabın çevirisi muhtemelen ikinci başlıklar verildikten sonra yapılmış ki orjinale uygun olmuş.
 
Yazar hakkında internette fazla bilgi bulamadım. Bir reklam şirketin çalışmaktaymış. Venedik'e aşık olup, bu işe soyunmuş. İyi de yapmış. Bence yazarlığa devam etmeli. Bir Jean-Christophe Grangé değil, ama Dan Brown ayarında diyebiliriz. Hatta Dan Brown'a fark attığını söyleyebilirim. Belki yazım dili onun kadar sürükleyici değil ama hayata bakış açısı ve bize sunduğu hikaye daha gerçek, daha siyasi.
 
Sıcak yaz günlerinde, hele de deniz kenarında okuyacak kitap aıyorsanız, muhakkak şans verin.
 
İnternetten alabileceğiniz yerler bazı adresler Kitapyurdu, İdefix, Pandora.
 
Carnivia'ya ilişkin internet sitesine göz atmak isterseniz tıkınız.
 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Gezi Notları : Kuveyt

Masalların gerçek sonları...