Afrika'ya gidecek olmak insanda tuhaf bir heyecan uyandırıyor. Bir yandan gözümün önüne Meryl Streep'in Out of Africa'sı gözümün önüne geliyor, bir yandan Hotel Rwanda. Neler görürüz acaba diye heyecanlanırken bir yandan da sarı humma, polio vs aşısı olmanın verdiği tedirginlik oluyor. Öyle ya da böyle yola çıkıldı... Nereye gittiğimize azcık bakalım... Kamerun kendi halinde bir ülkeyken, Portekizliler keşfediyor. Wouri Nehri'nden toplayıp götürdükleri karideslerden ötürü ülkeye Rio dos Camaroes yani Karides Nehri diyorlar. Bu oluyor mu zamanla Cameroon! Portekizliler yiyip içip gezerken sömürge peşinde koşan Almanlar olayı bir adım daha öteye taşıyıp doğrudan sömürgeleri ilan ediyorlar. Ama hayat hep sürprizlerle dolu. Almanlar 1. Dünya Savaşı'nda yenilince (hani biz de yenilmiş sayıldık ya!) ülkenin kontrolü Milletler Cemiyeti kisvesinde İngilizlere ve Fransızlara geçiyor. Kuzey Fransızlarda, güney İngilizlerde kalıyor. Sonra ne oluyor diyorsanız, bir çok sömürg
Kuwait City... Gitmeden önce bende yarattığı beklenti Dubai'ninkinden farklı değildi. Gerçi bundan yaklaşık 20 yıl önce işgal altında olduğunu ve bulundurduğu petrole rağmen küçük bir ülke olduğunu gözden kaçırdığımı gidince anladım. İnşaat halinde gökdelenleri, yerlisi Al Shaya'nın Starbucksları ile kısa zamanda zengin Orta Doğu ülkelerinin bir diğeri olarak yerini alacak gibi gözükmekte. Aralık ayının soğuğunda gittiğim ve kemiklerimi ısıtan sıcağında mest olduğum şehir, Orta Doğu'da görmeye alışık olduğumuz kum rengi tonlarının hakim olduğu, etrafta beyaz elbiseleri içinde dolaşan adamların ve tabi ki lüks arabaların olduğu bir yer. Dünyadaki en büyük akvaryumlardan biri bu şehirde bulunmakta. Zaten körfezin hemen kenarında kurulu olan şehrin bazı bölgelerinde karşınıza çıkan palmiye ağaçlı, deniz manzarası bir nefes almanızı sağlayacak. Yemek yönünden diğer Arap ülkeleri gibi keyfinizi yerine getirecek. Humuslar, mezeler, tatlılar, envai çeşit meyve suları.
Gazetelerin ara ara sayfa doldurmak amacıyla uydurma olduğuna inandığım araştırmalarda, en fakir, en pis, en mutsuz vs ülkelerin başında gelenlerden biridir Bangladeş. Gittim, yerinde inceledim! Kendi dillerinde "Bengal Ülkesi" anlamına gelen Bangladeş, resmi olarak 1971'de bağımsızlığını ilan etmiştir. Öncesinde ise yine İngilizleri ve sömürgeciliğin karman çorman ettiği bir tarihi buluyoruz. 12. Asırdan 1757 yılına kadar Müslümanların kontorlü altında olan bölge, daha sonra İngiliz hakimiyetine girer. Hindistan'da sömürgeci bir yönetim süren İngilizler, Bangladeş'i de Hindistan'a bağlı Bengal eyaleti olarak yönetmiştir. Ne zaman ki, Hintliler İngilizleri bölgeden atmış, asıl karmaşa o noktada başlamıştır. Coğrafya aynı ırktan olan ancak Budist ve Müslüman halklardan oluşmaktaydı. Bölgedeki hakimiyetini "belirgin olmayan" yollardan yürütmek isteyen İngiltere için bir fırsat sağlar bu durum. Zaten sornasında bölgede bitmek bilmeyen bir kavga başlar
Yorumlar
Yorum Gönder