İtalya: Roma

Yorgun, argın vardığımız sıcakkkk Roma artık son durak oluşundan dolayı bizi mutlu etti. Doğru bir otel tercihi yaptığımız için sevinerek az dinlenme sonrası kendimizi yollara attık.


Yemek konusunda diğer şehirlerden nispeten daha iyi bulduğumuz Roma, özellikle lezzetli patates kızartmaları ile Burger King'i kral yaptı bizim için! Tipik cahil turist diye beni yargılamadan diyeyim o kadar gün sonunda artık İtalyan yemeği cazibesini yitiriyor, pizza görünce midemiz kalkıyordu.

İlk günümüz yemek, merkezi gezme şeklinde geçti. Çok da zorlamak istemedik.

İkinci gün sabah erkenden Vatikan'da soluğu aldık. İnternetten bilet aldığımız için kendimizi kutlayayıp rahat rahat içeri girdik. Gezmemiz yarım gün aldı. Oldukça da detaylı baktığımızı söyleyebilirim. Zaten 15 tane Madonna con bambini tablosu gördükten sonra diğer 35i biraz daha hızlı geçiyorsunuz. Hatta bir noktada kendimize yeni bir oyun bile uydurduk. İsa'nın doğuşunu resmeden bütün tablolarda göz göz bakan inek ve eşekleri inceler olduk. Değişik bir yaklaşım diyebiliriz.

Sistin Şapel, orası burası derken her bir yanı dediğim gibi öğleye kadar gezdik. Sonrasında kendimizi attık temiz havaya, Vatikan'dan Roma sokaklarına doğru. Roma da nispeten yürünerek gezilebilecek bir şehir. Bir günde gezeyim derdiniz yoksa baya bir kısmını yürüyerek görebiliyorsunuz.

Benim Roma'da en beğendiğim mekan Piazza Navona. Etrafta ressamlar, performans sergileyenler, pastaneler, çeşmeler acaip hoş bir ortamı var. Ama pastanelerinde ve tatlıların pek iş yok. İtalya'da şunu fark ettik ki iyi yemek için bir önceden iyi araştırın, mümkünse arkadaş tavsiyesi alın. Kitaplardaki mekanları da pek başarılı bulmadık.




Kalan iki günümüzde Collesium'u dışarıdan (sıra beklemeyi gözümüz yemedi :/) dolaşarak, Pantheon'u, La Trevi'yi ve işte tipik turistik mekanları yavaş ağırdan gezerek bitirdik. 






Tavsiyem bol kahve ve dondurma molası vermeniz. İkisinin de daha güzel olduğu bir memleket görmedim. 

Alışveriş konusunda bol bol hediyelik eşya dükkanı, pazar, pahalı, uygun dükkanlar, herşey var. İş sizin vakit ayırmak isteyip istemeyeceğinize bakar. Ben bir gün kendimi attım İspanyol Meydanı'nın etrafındaki dar sokaklardan birine, gözüme kestirdiğim yerlerden girdim çıktım ve çok güzel dükkanların olduğu bir sokakta buldum kendimi. Bir daha bulamam orayı ama fiyatlar oldukça uygun, takıdan giysiye çeşitler çok miktardaydı. Siz de deneyin belki karşınıza çıkar. Ayrıca kitapçıları da çok beğendim. Muhakkak girin, insana dinginlik veren bir havası var.



Yedik, içtik, gezdik, keseyi boşaltık ve bir yolun sonuna daha gelmiş olduk... Pegasus'un ya da Pegasus kontuarında çalışan yavaş İtalyanların işi becerememesinden uçak gecikmeli kalkarak gider ayak bize heyecan yaşattılar. Ankara uçağına baya koşa koşa yetiştik, kan ter içinde. 100 Lira indirimli fiyat vermek marifet değil sevgili Flypgs...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Gezi Notları : Kuveyt

Masalların gerçek sonları...