TV'deki Kız

Ne zaman yapılması gereken bir iş varsa, onu yapmayı geciktirmek için elimizden geleni yaparız ya, işte ben de o moddayım. Yeni hayat, yeni ev, yeni vs vs için taşınmaktayız ve toparlanmak için son 3 günüm. Ama kutu toplamak yerine günü blog okuyarak ve dizi izleyerek geçiriyorum.

Son 2-3 yıldır kendimi fazlası ile dizilere verdim. Bir noktada gerizekalılaştığımı da hissetmiyor değilim hani! Tıpkı geçen Emmy Töreninin başlangıcında Glee'deki kadının (şu an imdb search yapasım gelmedi) dediği gibi.



Her neyse, bugün de kendime izleyecek bir dizi buldum. Lost Girl. Henüz 3 bölüm izledim. Bende yarattığı etki Buffy'nin yetişkinler için olan versiyonu. Gerçi ben Buffy'yi çok sevmiş ve izlerken eğlenmiş bir insan olarak espri düzeyi bu dizide daha düşük diyebilirim. Ayrıca dizi kendini fazla ciddiye alıyor. Öyle ahım şahım mistik bir ortam sunduğu yok. Bilmiyorum, birkaç bölüm daha bakıp arkamı dönebilirim ya da belki sarar. Zaman gösterecek.



Hazır konu dizilere gelmişken, geçen ay ders çalışmamak adına da başladığım bir diğer dizi Pretty Little Liars. Muhteşem bir jenerik şarkısı olan dizi Gossip Girl'ün daha mysterious ve karanlık versiyonu gibi. Yine Gossip Girl'deki gibi X bir karakter var ve zavallı kızlarımıza eziyet ediyor, ancak diğer dizidekine oranla bazı bölümlerde oldukça zekice entrikalar çevirmekte. İzlenmesi şart değil. Vakit geçirtiyor işte!


Gelelim biraz daha kültürel tv aktivitelerine. TRT Türk'te yayınlanan Kentler ve Gölgeler belgeselini büyük ihtimalle duymuşsunuzdur. Oldukça zekice bir fikirle yola çıkmış bu belgesel. Yabancı bir kenti, orası ile ilişkili bir ünlü üzerinden bizim yerel bir ünlümüz anlatıyor. Henüz bütün bölümleri izleyemedim. Ancak şu ana kadar Brüksel bölmü dışında izlediğim hepsini beğendiğimi söylemeliyim. İzlemek isterseniz aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: kentler ve gölgeler

Hadi bakalım, siz de biraz gri hücre öldürün...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Gezi Notları : Kuveyt

Masalların gerçek sonları...