Eski Gezegende Yeni Bir Durum Yok!

Terra Nova'yı izleme şansına eriştiniz mi bilmem, ama ben eriştim. Gayet bilinçli bir istekle de oldu. Arada vampirlerden, paralel evrenlerden çıkmak lazım. Aman ben konuyu bilmeden izleyeyim diyorsanız, yazının gerisi sizi bozabilir, ama öyle çok da acaip bir spoiler olmayacak da.

Gelecekte dünyamız yine kıyametle yüzleşmiş durumda. İnsanlık artık başka bir yerde hayat bulmak zorunda kalmış. 80li yılların soğuk savaş psikolojisinin bilim kurgu sinemasına hediye ettiği kıyamet senaryosu ile başlıyor dizimiz. Ancak bu Battlestar Galactica gibi uzun uzun "earth" arayışında sürmüyor. Hemen ilk bölümden ebedi mekanımıza kavuşuyoruz. Welcome back to Earth! İlginç bir nokta bularak paralel evren meselesine dalmayıp (ilerleyen bölümlerde dalabilirler pekala) insanları yaşamak için 85 milyon yıl geçmişe yollayarak orada bir medeniyet kurmaları sağlanıyor. Hımm, fena değil değil mi? Dinozorlar, börtü böcek. Jurassic Park gibi birşey işte. Bir de yeni medeniyet kurma çabaları hafiften adada tıkılı kalmış ve etraftaki gizemleri çözmeye çalışan Lost sakinlerini anımsatmıyor da değil.

Sözün özü şudur ki, toplama bir dizi ile karşı karşıyayız. Dizideki karakterler, onların birbirleri ile ilişkileri, bölümler çok tanıdık, çok bilindik. Adını bilmediğim, şimdi de uğraşıp bulmak istemediğim komutan kılıklı tip (90 yıllarda bi dolu filmde görmüştük kendisini) gerek davranışları gerek konuşmaları ile B sınıfı her Amerikan filminde karşımıza çıkabilecek bir oyunculuk ve karakter sunmakta. Bir komutan Adama olamamış. Karı koca ilişkisi tipik, çocukların bulduğu sevgili tipleri bile aynı.

Neyse tek kalemde harcamayalım, ilerde belki kendi yolunu bulur. Hadi bakalım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gezi Notları : Kamerun - Yaounde

Gezi Notları : Kuveyt

Masalların gerçek sonları...